Haber

Sadaka Taşı Geleneği Kütahya’da Yaşatılıyor

KÜTAHYA Aysel Selahattin Erkasap Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileri, Osmanlı döneminden kalma zimem defteri ve sadaka taşı geleneklerini yaşatıyor. Okuldaki hayır taşından toplanan para, ihtiyaç sahibi öğrencilerin bilgisi dışında kantin borçlarını ödüyor. Öğrencilerden Süeda Soyugür, “Okulumuzda böyle şeylerin olması beni çok mutlu ediyor. Ruhumu dinlendiriyor, huzur veriyor.”

Kütahya Aysel Selahattin Erkasap Sosyal Bilimler Lisesi, Osmanlı’dan miras kalan zimem defteri, sadaka taşı gibi gelenekleri bugün de yaşatıyor. Hayırsever öğrenciler harçlıklarından topladıkları paraları okulda oluşturulan köşeye yerleştirilen yardım taşına bırakırlar ve periyodik olarak toplanan paralar alınarak ihtiyaç sahibi öğrencilerin haberi olmadan kantine olan borçları kapatılır. okul.

Öğrencilere yeterli bir eğitimin yanı sıra ahlaki değerleri de kazandırmak için çaba harcadıklarını belirten Okul Müdürü Ahmet İren, “Özgürlük ilkesini benimseyen bir okul sloganıyla lise çatısı altında değerli projeleri hayata geçirmeye çalışıyoruz. Özü geçmişten gelen ve yüzünü geleceğe çeviren bir okuldur. Okulumuz inançlı ve saygın bir okuldur. Her şeyden önce öğrencilerimize güveniyoruz.” Bu nedenle okulumuzda zil yoktur, deneme sınavlarında gözetmen yoktur, kapılar her zaman açık, öğretmen-öğrenci iletişimi sonuna kadar açık, 7/24 çalışan bir okuldur tabiri caizse. . Ayrıca tarihten gelen değerlerimizi de yaşatmaya çalışıyoruz. Bunlardan biri sadaka taşıdır. İnsanlara vermek. “İnsanların onurunu kırmadan, ihtiyaç sahipleriyle ilgilenmeyi öğreten bir uygulama. Burada toplanan parayı bakkala gidip bir vatandaşın borcunu ödemek için kullanıyoruz. Mesela Sosyal ve kültürel faaliyetler var” dedi.

Okulun edebiyat öğretmeni Hakan Bengül ise işbirliğinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi:

“Medeniyetlerin inşasında ve gelişmesinde şüphesiz işbirliğinin büyük değeri vardır. Bu gerçeğin bilincinde olan atalarımız bize aydınlatıcı manevi miraslar bırakmışlardır. Bunlardan biri de Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hadisidir: ‘Sol el Sağ elin ne yaptığını bilmiyorum’. Bunu da hayata uyarladı. Sadaka taşlarıdır. Sadaka taşlarının ilk örneklerine Selçuklu döneminde rastlıyoruz. Daha sonra Osmanlı döneminde yaygınlaştı. Hayırsever insanların uğrak yeri olan bu sadaka taşlarını okulumuza konumlandırarak hayırsever öğrencilerimizin ve çalışanlarımızın bağışlarının sadaka taşı üzerinde toplanarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını sağladık.”

Bengül, okulda farklı yardım taşlarından sütun şeklindeki, üstü boş olanı kullandıklarını kaydederek, “Özellikle yalnız zamanlarda hayır işi yapmak isteyen bireyler gelip parayı sadaka taşının üzerine bırakıyor. Daha sonra ihtiyaç sahibi, tenha bir zamanda tekrar gelir ve ihtiyacı oranında parayı alır ve kullanır. Dolayısıyla tamamlanmış olur.” Yani toplumsal bir işbirliği ve toplumsal dayanışma ortaya çıkıyor. Sonra işi biraz daha ileri götürdük, Osmanlı’da zimem kitabı uygulaması var. Başka bir deyişle bugünkü adıyla kredi defteri. Öğrencilerimiz bazen sadaka taşında çok para biriktiğinde topluyor, kantinde ihtiyaç sahibi bir öğrenciye tekrar bilgi verildiğinde “Borcunu sorunsuz ödeyerek bir geleneği sürdürmeye çalışıyor. Tebrik ediyorum.” Öğrencilerimi toplumsal duyarlılıklarından dolayı kutluyorum. Aynı zamanda onları dijital dünyanın sanal ortamından belli ölçüde uzaklaştırdığımız için de kendimi mutlu görüyorum” dedi.

‘GERÇEKTEN İHTİYAÇ OLAN ÖĞRENCİLERİN KABUL ETTİĞİNİ GÖRÜYORUM’

Öğrencilerden Ceylin Avcı, “Burada biriken parayı alıp kantine gidiyoruz. Kantinde boş bir defterimiz var. Orada öğrencinin borcunu ödeyebiliriz. Para biriktirirsek buraya gelirim” dedi. Orta sıradaki param arttıkça para bırakmaya çalışıyorum. Gerçekten ihtiyacı olan öğrencilerin aldığını görüyorum. Bizim okulda da durum böyle.” “Bir şeyin gerçekleşmesi aslında çok gurur verici bir şey” dedi.

Öğrenci Süeda Soyugür, yardım taşının okuldaki sosyal yardımlaşmanın önemli simgelerinden biri haline geldiğini belirterek, “Düşünebiliyor musunuz, bizim okuldaki öğrenciler para koyuyor ve yardıma muhtaç biri bunu kimsenin haberi olmadan gönül rahatlığıyla alıyor. Okulumuzda böyle şeylerin olması beni çok mutlu ediyor, ruhumu rahatlatıyor, “Vicdanen rahatlıyorum, böyle şeylerin olması beni çok mutlu ediyor” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu